14 Mart 2009 Cumartesi akşamı ziyafeti için bir heyecan türlüsü, yanına da mutluluk kavurması yaptık:
Malzemeler:
1 adet kardeşlerini aylardır, en küçük yeğenini ise henüz görememiş, Türkiye'de yaşayan "teyze" (pamuğumuzun teyzesi, bize göre kardeş, en küçük görümcem)
2 adet abla (biri pamuğun annesi)
1 adet en küçük erkek kardeş
1 adet abi (Aşkım olur kendileri)
1 adet bazı kişiler tarafından dayağı haketmiş yenge (bu da ben oluyorum:))
(buyrun soy ağacı çizmeye)
Bir tutam uyuz, uyuşuk, insanı çileden çıkaran devlet görevlileri
Bir tutam da çabalarımızdan habersiz insan
Hazırlanışı:
Pamuğun teyzesi farklı nedenlerden dolayı Türkiye'de yaşayan tek kardeştir. Ara sıra buraya kardeşlerini ziyarete gelmektedir. En son düğünümüze gelmiştir, aradan ise iki üç yıl geçmiştir. Aylardır İsviçre'ye tekrar gelme planları vardır fakat işlemler bir türlü başlatılamaz, hal böyle olunca pamuğun teyzesinde heves meves kalmaz.
Birileri kardeş ve ablaların üzülmesine ve işlemlere başlatılmamasına artık dayanamaz ve duruma el koyar. O dayak delisi, pamuğun teysesi için davet mektubu yazar, bilumum kağıt küreği hem posta, hem e-posta yoluyla teyze hatununa yollar (bu arada postahane çalışanlarına da iki çift lafımız vardır, neredeyse bir ayda ulaşır kağıtlar – insaf bea). Teyze’ye kağıtların orjinali ulaştıktan sonra Ankara’ya İsviçre konsolosluğuna gider ve vize almanın bu zamanda ne kadar zorlaştığını görür.
Amaç bu defa hiç görmediği yeğeninin en azından birinci yaş günü kutlamasına yetişmek olur fakat vize işlemleri uzayınca herkesin ümidi kesilir, mutsuzluğu artar, neyse gelsin de artık ne zaman olursa olsun der.
Vize işlemleri, Fremdenpolizei, uçak biletinden davet eden kişiler olarak sadece yenge ve abi haberdardır. Her türlü formu doldurur ve işlemler bir an önce hallolsun diye bir an önce yerine ulaştırırlar. Son karar bundan bir hafta öncesinde verilir. Ankara’ya vize almaya gidilebilir (üç ayın sonunda – yuh!).
Bu devrede MiSYONUMUZ, büyük projemiz başlar:
Pamuğun teyzesi abi ve yengeye sıkı sıkı tembih eder, kimselere söylemeyin, ablalara, kardeş, yeğenlere sürpriz yapmak istiyorum, der. Bir hafta boyunca bizde bir heyecan, bir heyecan alır başını gider. Birileri duymasa bari, sürpriz bozulmasa bari, vize için Ankarada bırakılan pasaport zamanında teyzenin eline geçse bari, birileri boş boğazlık etmese bari. Uçak inşallah sağ salim getirir pamuğumuzun teysesini derken geçen Cumartesi sabahın 8’inde teyze sağ salim İsviçre topraklarına ayak basmıştır. Abi ve dayak delisi yenge karşılamaya gitmiştir onu. Pamuğun teyzesi ilk defa yalnız uçak yolculuğu yaptığı için zaten heyecanlıymıştır bizi beklerken gelmeyecekler mi acaba diye de üstüne bir güzel korkmuştur. Karşılamaya geç vardıkları için hala kendini affedemiyordur yenge kişisi. Herşey bu kadar güzel giderken bu olmuş mudur hiç? Ama sonuçta sevenler birbirine kavuşmuştur...
Teyze’yi alıp eve götürürler, bir güzel kahvaltı yaptıktan sonra bugüne kadar sadece fotoğraflar ve msn’de gördüğü doğum günü çocuğu pamuğun, her şeyden habersiz ablanın yanına götürülür. Kapı zili çalınır, kapının açılması uzadıkça herkes heyecandan tir tir titrer, bayılacak gibi olur. Yenge kişisi zaten duygusaldır, ota boka salya sümük ağlamaya meğillidir, abla kardeş birbirlerine çığlıklarla mutluluk içinde sarılırken kendini tutmayı iyi kötü başarır. Kıyılardan köşelerden emekleye emekleye gelen doğum günü çocuğu pamuk olaya şahit olur, şok geçirir ve ağlamaya başlar garibim. Bu deliler niye bağırıyor çağırıyor diye düşünmüştür muhtemelen. Yavrum gürültüye hiç alışık değildir. Sakinleştikten sonra teyzesiyle tanışma faslı başlar. Daha sonra doğum günü kutlaması için kiralanan dağ evini süslemeye giderler hep beraber.
Diğer ablanın, annenin, babanın akşama kadar birşeyden haberi olmaz. Büyük ablamızla karşılaşmaları saatler sonra gerçekleşir, bu görüntü bir daha unutmamak üzere kayıtlara alınır ve mutluluğun farklı bir tablosu olarak tarihe geçer. Herkes rüya gördüğünü sanır. O akşam en sık duyulan cümleler: “Ay sen şimdi burda mısın gerçekten?” - “Hayal gibi” - “İnanamıyorum” dur.
Yenge ve abi kişileri pişkin pişkin sırıtırken herkesten aynı azarı işitir: Niye haber vermediniz, manyaklar, dövecez sizi:)
O akşamdan beri içimde bir huzur, yüzümde aptal bir gülümsemeyle yatıyorum yatağıma...
Mission erfüllt;)
Malzemeler:
1 adet kardeşlerini aylardır, en küçük yeğenini ise henüz görememiş, Türkiye'de yaşayan "teyze" (pamuğumuzun teyzesi, bize göre kardeş, en küçük görümcem)
2 adet abla (biri pamuğun annesi)
1 adet en küçük erkek kardeş
1 adet abi (Aşkım olur kendileri)
1 adet bazı kişiler tarafından dayağı haketmiş yenge (bu da ben oluyorum:))
(buyrun soy ağacı çizmeye)
Bir tutam uyuz, uyuşuk, insanı çileden çıkaran devlet görevlileri
Bir tutam da çabalarımızdan habersiz insan
Hazırlanışı:
Pamuğun teyzesi farklı nedenlerden dolayı Türkiye'de yaşayan tek kardeştir. Ara sıra buraya kardeşlerini ziyarete gelmektedir. En son düğünümüze gelmiştir, aradan ise iki üç yıl geçmiştir. Aylardır İsviçre'ye tekrar gelme planları vardır fakat işlemler bir türlü başlatılamaz, hal böyle olunca pamuğun teyzesinde heves meves kalmaz.
Birileri kardeş ve ablaların üzülmesine ve işlemlere başlatılmamasına artık dayanamaz ve duruma el koyar. O dayak delisi, pamuğun teysesi için davet mektubu yazar, bilumum kağıt küreği hem posta, hem e-posta yoluyla teyze hatununa yollar (bu arada postahane çalışanlarına da iki çift lafımız vardır, neredeyse bir ayda ulaşır kağıtlar – insaf bea). Teyze’ye kağıtların orjinali ulaştıktan sonra Ankara’ya İsviçre konsolosluğuna gider ve vize almanın bu zamanda ne kadar zorlaştığını görür.
Amaç bu defa hiç görmediği yeğeninin en azından birinci yaş günü kutlamasına yetişmek olur fakat vize işlemleri uzayınca herkesin ümidi kesilir, mutsuzluğu artar, neyse gelsin de artık ne zaman olursa olsun der.
Vize işlemleri, Fremdenpolizei, uçak biletinden davet eden kişiler olarak sadece yenge ve abi haberdardır. Her türlü formu doldurur ve işlemler bir an önce hallolsun diye bir an önce yerine ulaştırırlar. Son karar bundan bir hafta öncesinde verilir. Ankara’ya vize almaya gidilebilir (üç ayın sonunda – yuh!).
Bu devrede MiSYONUMUZ, büyük projemiz başlar:
Pamuğun teyzesi abi ve yengeye sıkı sıkı tembih eder, kimselere söylemeyin, ablalara, kardeş, yeğenlere sürpriz yapmak istiyorum, der. Bir hafta boyunca bizde bir heyecan, bir heyecan alır başını gider. Birileri duymasa bari, sürpriz bozulmasa bari, vize için Ankarada bırakılan pasaport zamanında teyzenin eline geçse bari, birileri boş boğazlık etmese bari. Uçak inşallah sağ salim getirir pamuğumuzun teysesini derken geçen Cumartesi sabahın 8’inde teyze sağ salim İsviçre topraklarına ayak basmıştır. Abi ve dayak delisi yenge karşılamaya gitmiştir onu. Pamuğun teyzesi ilk defa yalnız uçak yolculuğu yaptığı için zaten heyecanlıymıştır bizi beklerken gelmeyecekler mi acaba diye de üstüne bir güzel korkmuştur. Karşılamaya geç vardıkları için hala kendini affedemiyordur yenge kişisi. Herşey bu kadar güzel giderken bu olmuş mudur hiç? Ama sonuçta sevenler birbirine kavuşmuştur...
Teyze’yi alıp eve götürürler, bir güzel kahvaltı yaptıktan sonra bugüne kadar sadece fotoğraflar ve msn’de gördüğü doğum günü çocuğu pamuğun, her şeyden habersiz ablanın yanına götürülür. Kapı zili çalınır, kapının açılması uzadıkça herkes heyecandan tir tir titrer, bayılacak gibi olur. Yenge kişisi zaten duygusaldır, ota boka salya sümük ağlamaya meğillidir, abla kardeş birbirlerine çığlıklarla mutluluk içinde sarılırken kendini tutmayı iyi kötü başarır. Kıyılardan köşelerden emekleye emekleye gelen doğum günü çocuğu pamuk olaya şahit olur, şok geçirir ve ağlamaya başlar garibim. Bu deliler niye bağırıyor çağırıyor diye düşünmüştür muhtemelen. Yavrum gürültüye hiç alışık değildir. Sakinleştikten sonra teyzesiyle tanışma faslı başlar. Daha sonra doğum günü kutlaması için kiralanan dağ evini süslemeye giderler hep beraber.
Diğer ablanın, annenin, babanın akşama kadar birşeyden haberi olmaz. Büyük ablamızla karşılaşmaları saatler sonra gerçekleşir, bu görüntü bir daha unutmamak üzere kayıtlara alınır ve mutluluğun farklı bir tablosu olarak tarihe geçer. Herkes rüya gördüğünü sanır. O akşam en sık duyulan cümleler: “Ay sen şimdi burda mısın gerçekten?” - “Hayal gibi” - “İnanamıyorum” dur.
Yenge ve abi kişileri pişkin pişkin sırıtırken herkesten aynı azarı işitir: Niye haber vermediniz, manyaklar, dövecez sizi:)
O akşamdan beri içimde bir huzur, yüzümde aptal bir gülümsemeyle yatıyorum yatağıma...
Mission erfüllt;)
11 yorum:
Ah yavrum ya korkutmuşsunuz çocuğu yazık :D Ne güzel ne tatlı oluyor özlem gidermek.
@çilegim sorma, garibim zaten hemen büzer dudaklarini içli içli aglar. korkacagini tahmin edemedik:)
Canım ne hoş bir sürpriz hazırlamışsınız böyle :) Pamuğun yeni yaşı kutlu olsun çok öptüm :)
@Lal'cim güzel bir aksam oldu. Sagol güzelim! öptüm seni cok!!!
beni daha okurken heyecan bastı ki; birebir yaşayan olsam ne olurdu :)
@Kiymetcim hic sorma, içim içime sigmadi, yüzlerdeki o mutluluk ifadesini görebilmek çok güzel!!!
harikkaaa!!!! süpersiniz..canim yaa ben bile duygulandim okuyunca..
Nice yillara diyorum bende:)) ve sevdikleriniz ile bol keyifli vakitler gecirmeniz dilegiyle,sevgiler...
ufff pastaya bakkkk! :) yok mu bana bi dilim?!
ve resmen, MISSION ERFÜLLT yazmissin :)
eh nice yillara o zamannn pammmuukkkk ;)
@AskinAy'im tesekkürler güzelim!:)
@Ayciii sana da ayirdim bir dilim;) evet resmen yazdim:) pamuk ellerinden öpüyo;)
yaaa süper betimleme süper anlatımın için saol yengecim yaa :) sonunda büyük buluşma gercekleşti ohhh beee fotolarda süper herşey tamam ve mükemmel;) özlemin gülümsemesi süperrr özellikle (izmir- ümmü)
zeynooo super olmusss okurken o anlari tekrar yasadim ucak heycanini sileri görme ve hasret giderme heycanini tekrar tekrar yasadim ve cok guzel anlardi anlatilmasi bile heycan verirken bide yasanilmasi gerekti o anlari ve yasadik:)cok cok guzeldi ve asla unutmicam;)sizleri coookkk seviyorumm hersey icin cok sagolun . . .
Yorum Gönder