25 Haziran 2009

çilek

Son zamanlarda bolca çilek tükettiğimi farkedince, birden faydalarını öğrenmek geldi aklıma. Her meyve gibi faydaları saymakla bitmiyor ve bulunduğum iş ortamında en nefis abur cubur.

100 gram çileğin kalori değeri sadece 32 (133.98 kJ) ve yağ oranı 0,40 gram.
Ben bir çikolata manyağı olarak bu oranları çikolatayla kıyaslayınca mutluluğum ve iç huzurum tavan yaptı:)

Gelelim faydalarına:

Pembe renkli ve kokulu bir bitki olan çilek oldukça yararlı ve besleyici bir meyvedir. Çilekte bol miktarda demir ve fosfor bulunmaktadır. Ayrıca C, B ve K vitamini açısından da zengindir.


- Vücuda kuvvet verir

- Kolesterolü düşürür

- Damar tıkanıklığını önler

- Çok iyi bir antioksidan olan çilek bağışıklık sistemini güçlendirir

- Kansere karşı kuruyucudur

- Sindirim sisteminin düzenli çalışmasında çok faydalıdır

- Bağırsak kurtlarını döker

- İdrar söktürür ve vücuttaki zararlı maddeleri vücuttan uzaklaştırır

- Kanı temizler

- Diş etlerini güçlendirir ve ağız kokusunu giderir

- Sakinleştirici etkisi ile tansiyonu düşürür ve stresi azaltır

- Ateşi düşürür

- Romatizma ve karaciğer rahatsızlıklarına iyi gelir

- Cildi nemlendirir, tazelik ve güzellik verir

E daha ne olsun? :)

23 Haziran 2009

zaman

Zaman

Cuma gününe kadar olabildiğince yavaş,
Cuma gününden sonra olabildiğince hızlı geçsin istiyorum!

21 Haziran 2009

Gülün kokusu sokağın başında gelirse...


Bilinki o sokakta bir gül bahçesi vardır...
Cennetten bir köşe misali
öyle böyle değil, baya bir gül bahçesi...








Güllerin içinden...
kucak dolusu sevgiler!
****
**
*

17 Haziran 2009

Papatya falları




wordless

En güzeli wordless'lere başlamak... Her günüm wordless olsun. Pek yakında!

12 Haziran 2009

tuhaf bir sevgi ifadesi

- ıspanaklı çarşaf böreği yaptım, hadi gelin yiyin biraz

- yok sağol ben yemicem (canım istemiyor, zaten rejimdeyim börek çöreklerle işim olmaz, vakitte geçti)

diyerek evlat kişisi asrın hatasını yapmış bulunmaktadır. Dilini eşek arıları soksundur. Anne ise isyan bayraklarını dalgalandırmıştır.

Hayır demeyeceksin! Senin ne haddine hayır demek? Annenin pişirdiğini homini gırtlak yiyeceksin, reddetmek ayıp, emek vermiş senin için yapmış dimi. Terbiyesiz evlat seni! Hayırsız evlat seni! Senin gibi evlat...

Kazık kadar olsanızda anneler düşünür, aç gezmenizi istemez, yürekleri dayanmaz. Onları sevdiğinizi belli etmek istiyorsanız her pişirdiğini yiyeceksiniz, o kadar! Onlar da sizi sevdikleri için pişiriyorlar zaten.

Her polemiğin ardından gelen klasik cümle:

Anne olunca anlarsın!

Offf!

11 Haziran 2009

Dilekler

Bir sürü dileğim var yine

Kapatıyorum gözlerimi

Dilekler tutuyorum

Sanki gözlerimi daha fazla sıkınca, daha çabuk gerçekleşecekmiş gibi

Dilekler tutuyorum

Gözlerimi sıkı sıkı kapatarak

Dualar ediyorum

Her şeyin güzelliğe, iyiliğe kavuşması için...

10 Haziran 2009

birşeyler yapmalı

şimdi az konuşmalı derken az yazmalı demek istemedim tabi. Az konuşmaya devam edeceğim fakat şu anda yazmak geldi içimden. Dün akşamdan beri beynim ve kalbim arasında çatışmalar var yine, olabiliyor bazen insanlık hali. Onlar çatışa dursun parmaklarım bu arada neler yazacak ona bakalım:

Hafta sonu yine ufak çaplı bir karaoke partisi vardı. Benim içimden sürekli Sezen Aksu şarkıları söylemek geldi. Tabi onun şarkılarını bir sürü kişinin içinde söylemek cesaret ister, bir iki şey mırıldanıp ardından dinleyicilerden özür diledim, kendilerine sesimle eziyet ettiğim için:) Onun gibi söyleyebilseydim zaten ne işim olurduki buralarda dimi:)

O günden beri içimde acayip Sezen Aksu dinleme isteği oluştu. Böyle biraz içli, biraz deli, birazcık ta kıpırtılı... Sanırım bu yaz doldurup geleceğim Sezen Aksu albümlerini. Eskiden yaptığım gibi açacağım sesini eşlik edeceğim o en sevdiğim şarkılara.

Sonra bir de bende gitar çalma isteği uyandıran bir arkadaş var. Adı Sercan Ulusoy. Kimdir nedir bilmiyorum ama çok tatlı olduğu kesin.

sus pus

buralar sus pus olmuş ta haberimiz yokmuş

Zeynep sanki çok konuşmuş ta dilini eşek arısı sokmuş

*** ama ***

bazen gerçekten az konuşmalı

3 Haziran 2009

hayırdır inşallah



Bir uğursuzluktur tepemde almış başını gidiyor. Hadi insanın bir işi ters gider ama her işi mi ters gider yahu? Geçen haftadan beri yaşadığım ufak tefek aksiliklerin üstüne bir de herkesin gönlü olsun diye sevimli insan modeli olamamanın baskısını hissediyorum üstümde. Ben bugüne kadar kimin için ne yaptıysam kalbimin taa derinliklerinden geldiği için yaptım, karşımdaki sevinmişse ne âlâ, sevinmemişse eyvallah. Ne diyeyim. Kimsenin olmadığı gibi ben de dört dörtlük değilim. Olmak için de kasmıyorum zaten kendimi, yoksa mutsuz oluyorum. Duygularım, rüzgar ne tarafa eserse o tarafa gidiyor, tıpkı bu bulutlar gibi...


Fotoğraf: Zeynep A.
Yer: Limmat kenarı / Zürih
Zaman: Az evvel

;)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...