28 Ekim 2010

gülümsemek için nedenlerim var


Gülümsemek için bir değil bir kaç nedenim var:

Yakında sevdiklerimi bir araya toplayacağım =)
Kendime böğürtlenli pasta yaptıracağım =)

Saatlerin geri alınmasından etkilenmeyeceğim =)
Önümüzdeki hafta evde olacağım =D
Yapmak istediklerimin bir kısmını yapacağım =)
Saçıma değişiklik katacağım =)
Kardeşcan'la daha yakın olacağım =)

Aslında dahası var da
şimdilik bu kadar

En azından kesinlikle bol bol gülmsüyor olacağım önümüzdeki günlerde =)

cidden!


27 Ekim 2010

anlat (iç ses)


Söyle bakalım, hadi anlat, nedir içinden geçenler hele bi de bakalım? Kimseye anlatmayacaksan bana anlat, bana da anlatmayacaksan kendine anlat... defterlerine anlat... ama anlat.

Bilirim sen susmayı sevmezsin. Sevmezsin sessiz kalmayı... ona rağmen çok dinlersin, önce dinlersin, sonra beklersin. Unutursun kendini, benim de diyeceklerim vardı demezsin birden sessiz kalıverirsin. En korktuğun şey üzmek ya, ondan. Ama bazen yine de krılıverir bir kalp, elinde olmadan.

Söyle bakalım, hadi anlat, neler diyor kalbin? Çıksın gölgelerin içinden, sen güneşi seversin!




26 Ekim 2010

deneme bir iki...


Evi yeşile boyamamak için zor tuttum kendimi =) Bunlar ilk denemelerim. İlk okul resimleri gibi oldu ama olsun. Elim alışsın diye basit şeyler çizdim. Doğaçlama çizmeyi daha çok seviyorum. Fırça ekibine bir kaç eleman aldım mı işim kolaylaşacak gibi görünüyor. Daha önce şuradaki yağlı boya çalışmasını yapmıştım. Fakat akrilik boya daha kullanışlı olduğundan bu yönde devam etmeye karar verdim. Yağlı boya daha çok dikkat istiyor.

25 Ekim 2010

gri'ye inat




...Renklere bürünesim var bu günlerde. Hele ki aslında pek de hoşlaşmadığım yeşil'e. Kırmızı da olur, sarı da olur, turuncu da olur. Ama önce yeşil, sonra kırmızı olsun bence.

Renkler, belki stresimi alır diye düşündüm, belki canlandırır ruhumu dedim. Ama belki. Son bahar sevdiğim altın sarısı yüzünü göstermemekte pek ısrarlı, en geç bu Cumartesi güzel bir gün istiyorum. Ya da tek bu Cumartesi güzel olsun, sonra ne dilerse onu yapsın bu son bahar.

Nihayet uzun zamandır sayıkladığım tuvalimi boyamı fırçamı aldım. Resim yapmaya başladım. Nasıl dinlendiriyor anlatamam, ne bir kitap, ne bir müzik ne de güzel bir film... ne bir masaj, ne bir köpük dolusu banyo, ne de spa centerleri dinlendirebilir beni bu kadar.

Boya fırça ve renkler... Daha ne istesinki bu yorgun bünye?

Hayatımızdan güzel haberlerin eksilmemesi dileklerimle!!!

Ayrıca: seviyorum ben bu kızı

19 Ekim 2010

AsAbi ve HuySuZ artı karışık post


Asabi ve de huysuzum bu aralar, hiç huyum değildir oysa huysuzluk. Asabiyim çünkü bana her denileni nedense *ötünden anlamaya başladım. Tuhaflık bende mi bilemedim.

Günlerin kısalması beynime daha fazla melatonin hormonu salgılattığı gibi de geriyor beni aynı zamanda. Ben Ekim'i severim, Ekim beni sever de, ben Ekim'in soğuk halinden hoşlanmıyorum yahu. Aaah ah, nerde o eski Ekim'ler? Ilık ılık, altın sarısı ışıltısıyla içimi ısıtan... yok.

Bir de şu sınavın yaklaşması gerdi beni bu aralar... Yıllardır atamadım şu sınav korkusunu üstümden. Resmen sivilcelerim arttı stres yüzünden =D Bu sefer kendim kaşındım.

İngilizce'den sonra Rusca mı öğrensem diyorum, Yunanca'ya da sıcak bakmaktayım, nedenini ben de bilmiyorum =D

Ayrıca, geçenlerde çocukluğumda izlediğim çizgi filmleri aradım taradım youtube'da. Nereden aklıma esti bilemedim ama görünce inanamadım yahu... Very Merry Christmas tarzı büyümüşüm =D

bkz:

THE LITTLE DUTCH MILL
Mickey Mouse - Pluto's Christmas Tree
Silly Symphony Santa's Workshop
The Night Before Christmas (1933) - Walt Disney


Nerden nereye, asabi olduğumdan bahsederken, çocukluğumu hatırlayıp şenleniverdim, çok enteresan oldu.

8 Ekim 2010

Teşekkür ettimmmm!!! =)


Canım arkadaşım'dan aldığım paketle hafta sonuna mutlu bir adım atmış bulunuyorum =) günün stresini bir anda aldı üzerimden.


Hele İncişko'nun minik hediyesine bittim, o ne şirin bebiş şekeridir öyle yarebbim!!!! Ay nasıl teşekkür edeceğimi bilemedim şimdi böyle... heyecanlandım birden =)


Hediyelerin her biri için ayrı ayrı teşekkür ediyorum güzel arkadaşım.


ve ben Betty'ye bayılırımmm yahu ;-)


offff...

Hastalık mevsimine girmiş bulunuyoruz!!! =(

Herkese sağlıklı günler dilerim!!!

7 Ekim 2010

durgun gibi



Pek bir durgun
pek bir sakin
pek bir sessiz gibi başladı Ekim ama bol atraksyonlu geçecek bence, seziyorum bunu.

ev arıyoruz demiştim, bulduk =) kendime aramıyordum elbet, kardeşe, gelsin dizimizin dibine otursun diye =D

bissürü bissürü doğumgünü var Ekim'de!!!
Cumartesi sürpriz partiye davet edildim/k, ay bayılırım ben sürpriz doğumgünü partilerine! Kendime yapılanları sevmiyorum, çok safımdır, hiç çakmam, sonra tüm sevdiklerimi karşımda görünce, duygulanırım ve ben duygulanmaktan hiç hoşlanmam...

Bu sene ısrarla doğumgünü kutlaması, hediye, cart curt istemiyorum dedim. Deli miyim, yaşlanmamı, ömrümün biraz daha kısalmasını ne diye kutlayacağım, diyorum hep.

Neyse bu ayın tek atraksyonu doğumgünleri değil elbet.

Bu hafta Türkiye'den misafirimiz, canımız gelecek. Hayatımızın monotonluğunua ayrı bir renk katacak gelmesiyle, mutluyuz tabi!
*
Ev taşınacak, kardeşcanlara yardım edilecek. Ay ben çok heyecanlayım, evi daha görmedim, merak ediyorum.
*
İngilizce sınavı yaklaşıyor ona yoğunlaşmak lazım. Şu aklı bir karış havalardan indirmek lazım. Bir hafta tatili ders çalışmak uğruna feda etmek lazım. Oysa bu can uzaklarda tatiller çekiyor, misal New York çekiyor, Hongkong çekiyor, Phuket çekiyor, hatta bazen Madagaskar bile çekebiliyor çok ilginç. Neyse, oturalım accık.

En iyisimi ben keklere, kurabiyelere, sıcak içeceklere odaklanayım, önümüz kış, ev çikolatalı kekler, tarçınlı kurabiyeler kokabilir yani. Evet evet... kek. Güzel fikir. Araya pasta da sıkıştırırız, doğumgünleri var ya =)



Böylelikle bu fotoğrafla bay bay Tatil 2010, güzel günler geçirdik seninle, anılarımdasın, diyebilirim artık.
Valla gülmek geldi şimdi içimden.
Gülüyorum ama içimden =)))

4 Ekim 2010

maksat değişiklik olsun dedim

Tatil dediğin hep deniz kıyısı demek değildir ya,
Gurbetçi için tatil demek, çoğu zaman memleket demek, büyükleri ziyaret demek,
gönülleri kısa da olsa hoş tutmak demek.
Senin doğup büyüdüğün olmasa bile, geçmişinin doğduğu, yaşadığı yer demek.

Dünyanın neresine gidersen git, eninde sonunda döneceğin yerdir, döneceğin topraktır memleketin.

Memleket demek, çoğu zaman sessizlik gibi olsa da, at sesi, eşek sesi, inek sesi,
tavuk gıdaklaması sesi demek.

Trafik olmaz, gaz kokusu olmaz, en fazla traktör geçer kapının önünden.
Doğaldır, temizdir havası, şehrin kavurucu sıcağından kaçabileceğin yaylaları vardır üstelik.
Kafa dinlemenin en ekonomik versiyonudur aslında. Tabi etlisine sütlüsüne karışmadığında.

Farklıdır işte.

Moda yoktur, trend yoktur.
Giyersin terliğini fistanını, çıkarsın.
Herkes herkesi bilir nasıl olsa.
Hem modaya uyacağım dersen, gülerler zaten.
=D

Her şey tap tazedir.
Bağı vardır, bostanı vardır, salkım salkım üzümleri, kavunu karpuzu vardır.
Kendi malın gibi koparıp yediğindir taze dalından.
Biz gençler gideriz, 3 günde sıkılırız ama nedendir hep de gidesimiz gelir.
Topraktır, toprağmızdır,
çekiyor demek.














1 Ekim 2010

kim? e.kim? kim? ekiiiim? Cuma mı?


Soğan erkeği =D

Hem Cuma, hem Ekim'in ilk günü, önümüz haftasonu...
kafa her zamanki gibi zilyon tane şeyle dolu.
O oldumu? Şu oldu mu? Bu olur mu?
öyle mi yapsam, şöyle mi yapsam, böyle mi yapsam?
Ev var mı? İş var mı?
Onu aradım mı? Şunu aradım mı? Kimi aramam lazımdı?

Aha! anneannem benden şikayetçiymiş... Eyvah!
Lakin ararım ararım evde durmaz,
Bir gün pekmez kaynatır,
Diğer gün komşuya gider, oh!
Sonra torundan şikayetçi ol =D

Bin bir düşünceyle yatarsan, bin bir çeşit rüya da görürsün tabi.
Sonra işe geç kalırsın, birilerini ararsın ulaşamazsın, meraktan çatır çatır çatlarsın.

Durduk yere aklına evin panjurları gelir, sonra bozulan saç ütüsü gelir, garanti kağıdını bulursun, günü geçmiş olur, sonra bir yazı hatırlarsın: eşyaların ömrü garantisinin bitmesine kadardır.
Bunu hatırlayınca bu sözü tasdiklemekten başka çaren kalmaz.

Fotoğraftaki bir soğanmış.
Hem de erkekmiş. Daha neler dedim? Ama öyleymiş.
Pek etkilenmiş olmalıyım kendisinden.

İyi haftasonları!

Dinlenmeyi düşünüyorum.


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...