12 Şubat 2009

Yabancı arkadaş



...Düşünmüş büyüyen kız. Saçımı nasıl yapsam? Ne giysem? diye. Geçmiş aynanın karşısına heyecandan ne yapacağını şaşırmış. İçi kıpır kıpırmış. Amaaan demiş. Ne diye süslenecekmiş ki? O 15 sene önceki en yakın arkadaşıyla görüşecekti. Onu olduğu gibi görsündü. Onlar zaten arkadaş değilmiydi?

Arkadaşına bir hediye almak gelmiş içinden. Buluşacakları yere yakın olan bir mağazaya girmiş. Ne alabileceğini bir türlü bilememiş. Karar verememiş. Arkadaşı nasıl biriydi ki acaba. Zamanı da daralmış. En son 9 yaşındayken gördüğü kıza ne alabilirdi ki? İçinden pon pon ayıcıklar, okul yıllarında kızların bayıldığı renkli kalemler, oyuncaklar almak gelmiş... Sonra bir not defteri görmüş. Arkadaşının tatile gideceğini bildiğinden, içine notlar alır diye, o parıl parıl kedicikli not defterini almış, paketletmiş ve çıkmış.

Yarım saat erken varmış buluşacakları yere. Bir de bakmış buluşacakları mekan değişmiş. Bir cafe iken pizzacı olmuş. Üzülmüş. Niye değişmişti ki orası? Ne güzelmiş önceden halbuki. Neler değişmiyordu ki? Arkadaşı da değişmiş miydi acaba?

Kapının önünde beklerken her geçene dikkatli dikkatli bakıyormuş. Bu mu acaba? diye. Onun arkadaşı sarışınmış. Ne uzun ne de kısa saçlıymış. Boyu? boyunu bilmiyormuş... Yalnız mı gelecekti arkadaşı? Keşke yakamıza birer kırmızı karanfil taksaydık, diye düşünmüş kendi kendine, filmlerdeki gibi ne de komik olurdu diye gülümsemiş sonra.

Ve yan taraftan gelen ayak sesleri çekmiş dikkatini. Şöyle bir dönmüş bakmış. Evet gelmiş arkadaşı. Sağına soluna bakına bakına gelmiş. Bekleyen kız seslenmiş ona. Gitmiş yanına, önce bir sarılmışlar, selamlaşmışlar ve ikisi de gidecek başka bir yer seçmişler ve oraya doğru ilerlemişler. Arada birbirlerinin hakkında bildikleri şeyler üzerine konuşmuşlar. Evlenmişsin, taşınmışsın gibi başlamışlar.

Gidecekleri mekana vardıklarında birbirlerine bakmışlar ve aslında iki yabancı olduklarını düşünmüşler, bunu söylemekten de çekinmemişler. Hatırladıkları şeylerden bahsetmişler ve 15 sene nasıl özetlenebilecekse o şekilde anlatmaya başlamışlar. Kimleri görmüşlerdi, kimlerden haber yoktu, bir bir anmışlar her bir arkadaşlarını. Mutlaka bir buluşma düzenlemeliydiler. Aah ne güzelmiş çocukluk...

Ne güzel şeymiş arkadaşlık... ne güzelmiş hatırlamak, anımsamak, değer vermek, buluşmak.

En yakın zamanda bir daha buluşmak için sözleşmişler ve nasıl geçtiğini anlamadıklar üç buçuk saat sonra evlerine dönmüşler.

Rüya gibi,

Masal gibi,

Yüzlerde tebessüm,

15 sene 3 saate nasıl sığabilirki...?

4 yorum:

Haydins dedi ki...

Bazen kaybettigim sonradan buldugum arkadaslarimla aradan seneler gecmemis gibi devam ettim..Bazilariyla gorusmesem bulusmasamda olurmus dedim..

^zeynep^ dedi ki...

@Haydinsim ben bu arkadasimla bulustuguma hic pisman olmadim. Ayni yakinlik sicaklik devam etti, tipki eski günlerdeki gibi!:-) ama haklisin tabi, bazilariyla görüsmesen de oluyor!öptüm!

Gizem. dedi ki...

ohh tam da umduğum gibi olmuş:)) mutlu olduma adına:)

AskinAy dedi ki...

ne güzel tekrar her aninizi tekrar kendin ve arkadisinla paylasmis olman yalniz dedigin gibi 3,5 saate ne sigarki sanki "daha nice güzel vakitler gecirmeniz dilegiyle,sevgiler canim..

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...