8 Aralık 2008

Apocalypto'yu hatırlattı


Pazar günü toplandık ve "yaşasın nihayet doğru düzgün bir türk filmi geldiii" şeklindeki sevinç çığlıklarıyla A.R.O.G.'u izlemeye gittik.
Sonuç - hüsran.
Bu sene ki Avrupa şampiyonasından bir hayli malzeme çıkartılıp, bir çok filme zırt pırt gönderme yapılıp, küfür etmeyeyim diye kasım kasım kasılıp üstüne bu konuyla ilgili bir gönderme daha yapılıp, film ha şimdi başladı ha şimdi başlayacak derken bitirilp seyirciler hüzünlendilirilmiştir.
Bu bizim beş kişilik fikrimiz.
Ayrıca senaryoya bu kadar abeslik katılmaz ki canım. Misal: Sen viagra'yı yanlışlıkla at ağzına, azgın azgın dolaş ortalıkta (buraya kadar neyse), karı bulamayınca da al maymunu götür (oha-çüş-brsss).
"N'olcak canım bu kadar ciddiye alma, komedi filmi bu" diyenlere sözüm: Kardeş çocuk soruyo! Ne diyim? Maymunla gezmeye mi gitti diyim? İnsanlar bunu niye komik buluyor o zaman? derse ne diyim? (yaş sınırlaması yok ki).
Film boyu küfretseydi bundan iyiydi dedirtti bu olay bana.
Dost acı söyler Cem abi, cık cık cık olmamış! Sana Özkan Uğur’dan asıl anlamı daha çok A.R.O.G.’a cuk diye oturan “Olduramadım” şarkısını armağan etmek istiyorum (Ama kopuktu kopuktu zincir...)

Bu film hakkında daha fazla yorum yapmadan asıl anlatmak istediğime geçeyim.
A.R.O.G.’la giriş yapma sebebim ise, izlerken bu filme de bir gönderme yaparak, uzun zamandır anlatmak istediğimi hatırlatması.

Apocalypto.
Bu film insanı içine çekiyor resmen. Sürükleyip gidiyor. Ben o kadar kaptırmıştım ki kendimi, öyle bir gerilmiştim ki, film bittikten sonra yorgun düştüm.
Mel Gibson'ın yapımcılığında ve senaryosunda katkısının bulunduğu, yönetmenliğini ise tek başına üstlendiği bu film Maya halkından bahsediyor.

Konu şöyle bir soru ile özetlenebilir: Sevdiklerinin hayatı senin hayatına bağlıysa ne yaparsın?

Köyünü basmışlar, eşine dostuna eziyet edip gözünün önünde öldürmüşler, bazılarını pazarda satmak için, kimilerini ise kuraklık sebebiyle kurban etmek üzere esir almışlar ve bu esirlerin içinde sen de varsın. Doğurmak üzere olan karını ve üç dört yaşlarında ki oğlunu düşmanlardan korumak için bir kuyuya saklamayı başarmışsın, onlara geri döneceğine dair söz vermişsin (dönmezsen kuyudan çıkamayacaklar)... ve film burada başlıyor!
Ben kalbi olanlar izlemesin diyorum, çok heyecanlı, bazen mide bulandırıcı ama güzel ve kaliteli.

2 yorum:

ferulago dedi ki...

Ben de bu aralar gideceğim ama pek çok olumsuz yorum okudum, biraz hayal kırıklığı yaşıyorum şimdiden.

L@L dedi ki...

Zeynepcim gerçekten çok heyecanlı bir filme benziyor çok merak ettim mutlaka izlemeliyim :D

Bu arada seni sobeledim canım :P

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...