18 Kasım 2008

Bir kuş kadar hafifim


„En büyük zaman hırsızı kararsızlıktır“ demiş C. Floyd ve çok ta güzel söylemiş.

Kararsızlık en sevmediğim şeydir. Birşey için karar vereceksem, ister doğru, ister yanlış olsun, çabuk karar veririm. Günlerce düşünmek beni çileden çıkarır. Bunalırım, sıkılırım, saçlarıma aklar düşer. En doğru kararları ise kalbim verir.

Bugüne kadar en zor kararları onun sesini dinleyerek verdim ve henüz (!) faka basmadım. Şu anda Londra konusuyla ilgili kararımı vermiş bulunmaktayım. Gitmiyorum. Aslında başından beri olumlu bakıyordum, eşim de kabul etmişti, çünkü gidemezsem üzüleceğimi biliyordu. Ailem de destekliyordu. Şeflere gitmek istediğimi, ilgilendiğimi söylerken hâlâ kararsızdım. İçimi kemiren birşeyler vardı. Gitseydim iki haftaya bir İsviçre’ye gelecektim, bu kesin gibi birşeydi. Tam en büyük şef'e haber gitti, adam Londra'yı hazırlıklara başlamaları için aradı ve ben vazgeçtim, arkadaşlarımın bir çoğuna göre aptallık ettim belki de. Şeflerin gözünden düştüğüm ise kesin. Neyse, ömür boyu şefim olacak değiller ya.

Eşim her ne kadar anlayışlı olursa olsun, BEN istediğim için beni desteklerse desteklesin, beraber yaşayacağımız hayatın, altı ayı da olsa, ondan ayrı kalmayı göze alamadım. Yürekli olduğumu zannedip, bunun da üstesinden gelirim elbet, dedim ve yanıldım. Yürekli olamadım, kendime kızıyorum. Eşlerinden ayrı yaşayarak eğitim görenleri ise takdir ediyorum. Onlara gerçekten gıpta ile bakıyor ve ayakta alkışlamak istiyorum.

Peki pişman olacak mıyım? Doğrusunu söylemek gerekirse şimdiden pişmanım. Hayatıma bir keşke daha eklenmesinin üzüntüsünü yaşıyorum şu an, sürekli aklıma gelecek ve aklıma geldikçe üzüleceğim. Tek avuntum "neyseki hayat kariyerden ibaret değil" demek olacak.Gitmiyorum ama yüreğimin bir kuş kadar hafif olmasına da seviniyorum. Kararımı verdim ve Aşkımdan ayrılmıyorum. Daha dün gece söylemiştim kendisine “Eğer yeni şeyler öğrenecek, yaşayacaksam bu seninle olmalı” diye. Belki de hayat bize başka fırsatlar sunacak. Belki bu teklifi kabul etmemek yeni bir fırsatın doğmasına sebep olacak, belki hayat bize elinde yeni sürprizlerle gelecek (birlikte değerlendirebileceğimiz), belki, belki, belki... Keşke’leri bir kenara atıp “belki” diye hayal kurmak daha mı güzel!?

4 yorum:

ferulago dedi ki...

Bir kapı kapanırken başka bir kapı açılır derler, umarım ikinizi de daha mutlu edecek bir kapı bulabilirsiniz. Uzaklık sorunu bende de var ama neyse ki aradaki mesafe 3 saat ve herşeyden önemlisi aynı ülkedeyiz. Sizinki çok daha zor olacakmış. :)

^zeynep^ dedi ki...

Evet zor olacaktı Ferulago'cum. Dün gitmeme kararı aldıktan sonra ani bir hüzün çöktü üzerime. Fakat bugün kendimi daha iyi hissediyorum:-)

Adsız dedi ki...

Günaydin Sevgili kahveyi cok seven Zeynepcim..(suan kahvemi aldim büromda sana yazmaya karar verdim):)
Ilk basta bence cok güzel bir karar almissin..Insallah ALLAH sana daha güzel kapilar acar..Her iste bir hayir var derler..
Bence hayat okdar kisa ve hizli akiyorki degmez böyle seylere morellini bozmaya..Hayatin tadini ciakrmaya bak tabi sevdigin insanla..hem seflerini kim takiyor?:)
"Bir keskede sen oldun hayatimda"..Bu keskelerde olmadan büymüyoruz sanki..:)
Etrafima baktigimda neler var..o yüzden biz sükür edip dogru düzgün yasamaya caba gösterelim..
Herkese iyi günler diliyorum..

^zeynep^ dedi ki...

Sevgili Anonym, yazdiklarin icin sagol. Dedigin gibi, hayat zaten kisa, tadini cikarmak lazim. Benim yapim geregi basina buyruk davranamiyorum, sevdigim insanlari her gün görmesemde yakinimda olduklarini hissetmem lazim. Bu yüzden aldigim karardan bende memnunum, en azindan icim rahat ve gözüm arkada kalmayacak.
"kahve benim için bir hayat felsefesi" :-) çok seviyorum çok!!:-D

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...