16 Ekim 2009

huzur, enerji, gülümsemek



Bu aralar bol bol enerji diliyorum kendime. Enerjik olmam için bir yığın sebebimin olduğunu düşünüyorum. Bir şeyler için varım, birileri için varım diye düşünüyorum. İlk önce kendimi sevmekle, yani kendimle barışık olup, kendimle didişmekten vazgeçmekle başlıyorum işe. Olumlu düşüncelerle dolaşıp olumlu düşüncelere sevketmek istiyorum etrafımdakileri. Herkesi memnun etme çabası durumu ama aşırı dozda değil tabi, öyle birşey mümkün de değil zaten (karakter meselesi, elden gelen bir şey değil yani). Bu yüzden enerji lazım enerji =)

Hani bazı insanlar vardır, resmen ışık saçarlar etraflarına, güler yüzlü ve cıvıl cıvıl olurlar. Bulundukları ortama huzur geliverir aniden. Kimi zaman bizden daha büyük dertleri olur ama hissettirmezler, her önüne çıkana dert yanıp durmazlar. Her ortamda anlatıp kimsenin canını sıkmak istemezler. Güçlüdürler çoğu zaman ve neşeli olabilmeyi başarırlar bir şekilde. İşte ben o insanlara hayranlıkla bakarım. Hayran olurum. Onlar gibi olabilmeyi dilerim zaman zaman ama bunun yapıdan gelen birşey olduğunu, o insanın doğasından geldiğini biliyorum. Herkes öyle olamaz. Olmaya çalışan da yapmacık görüntüler sergiler zaten.

Yine de en azından güler yüzlü olunabilir mesela. Hiç olmazsa bir "merhaba" bir "günaydın" ya da "nasılsın?" derken küçük bir gülümseme kondurmalı dudaklara. Bazen içten gelen (!) küçücük gülümsemelerin bile kocaman etkileri olduğunu düşünüyorum. Baştan pozitif tepki alırsın mesela. Karşılığı gelir bir şekilde, en basitinden yine bir gülümsemeyle gelen bir cevap olabilir.

Huzursuz dolaşıp, somurtmak, sürekli şikayet etmek kolay gibi görünsede uzun vadede yalnızlığa sebep olur. Ben aslında sinir olurum sürekli şikayet eden kişilere. Herkes şikayet edebilir, o kadar çok küçük ve anlamsız şey var ki şikayet edilebilecek, bunu alışkanlık haline getirenlerin vay haline diyorum.

Birazda memnun olabilmeyi öğrenmeli insan. Her küçük şeyin huzursuzluk getirmesine olanak vermemeli - bazı küçük şeylerden de huzur duyabilmeyi bilmeli aynı zamanda.

Hayat işte. Öğrenme, kaybetme, kazanma süreci... Her şeyin bir karşılığı var.





5 yorum:

Adsız dedi ki...

Hayat bize türlü oyunlarla yasadigimizi unuturur,
insanlarla oynar,
en büyük gercekten uzaklastirir,
ama hayat bize gercekle ders verir..
gercekle can yakar...

Adsız dedi ki...

O anlatdigin isik sacan insanlardan olmayi bende cok isterdim aslinda. herseyi kafasina takmayan, bazi seyleri gülüp gecen insanlardan olmayi gercekten cok isterdim. ama dedigin gibi, karakter meselesi biraz da.

Hersey herzaman istedigin gibi olamaz ya.
Her Insan hayatinda zaman zaman kötü dönemler gecirir diye düsünüyorum.

Bu dönemleri de bir sinav olarak düsünmemiz lazim.

Sabredmekten fazla birsey yapamayiz bazen..

GeCe dedi ki...

ne güzel yazmışsın son zamanlarda o kadar çok insanların şikayetlerini aktardığı kişi oldum ki bunaldım sanki ben sadece dinlemek zorunda olan hiç sıkıtısı derdi olmayan biriyim karşılarındakine kendilerini anlatıp ama senin nasıl olduğunu hiç sormayan kişilere sibir oluyorum

Adsız dedi ki...

cok güzel bir yazi olmus bu, son zamanlarda okudugum en güzel ve en dogru yazi bu :) her cümlen tam isabet, her kelimenle "nekadar dogru" diyorsun! hani bazen biri birsey tarif ederken, aslinda AYYYNII seyi düsündügünü farkedersin, senin icin dile getiriyordur o biri, iste öyle olmus! valla eline saglik zeynepcim...

Unknown dedi ki...

Mutluluk güzeldir sahte mutluluklarla kendimizi kandırmadıktan sonra :) Gerçek mutluluğa erişebilmek dileğiyle.. (bu arada fotodaki kız ne tatlı bişey ya :))

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...