Hazır konu kitaplardan açılmışken şundan da bahsedivereyim biraz. Buket Uzuner'in iki yeşil susamuru adlı kitabı. Burada aslında beğendiğim kitaplardan bahsetmekti amacım. Fakat o kadar vaktimi ayırıp, değer verip okumuşum. Beğenmesem bile paylaşmakta fayda olduğunu düşünüyorum. Belki bir gün bir daha okurum ve fikrim değişir.
Bir iki haftadır kendimde birşey keşfettim. Kitap okurkenki ruh halimin kitapı beğenip beğenmememde büyük etkisi olduğunu düşünüyorum. Tıpkı bu kitapta da olduğu gibi.
Buket Uzuner'in okuduğum ilk kitabıydı bu. Balayındaydım ve annemle aramız baya baya limoniydi. Hikayenin içeriğini bilenler düşünsün artık kendimi o anda nasıl hissettiğimi.
İlk olarak tavsiye etmek istediğim iki şey var:
1. si bu kitapı katiyen balayında okumayın - hatta balayında kitap bile okumayın, ne işiniz var kitapla falan, gidin başka bir meşgale bulun kendinize. Balayında kitap mı okunur:)
2. si ise annenizle veya ailenizle olur ya aranız bozuk olursa (umarım böyle birşey hiç bir zaman söz konusu olmaz) yine bu kitabı okumayın derim. Sebepsiz yere göz yaşlarına boğulma olasılığı var. Yazıktır, günahtır, gerek yok bunlara.
Demem o ki, o anda kötü izlenimler bırakmıştı bu kitap bende. Bir de şöyle bir durum söz konusu: Kitapçıya girersiniz, kitabını daha önce okumadığınız bir yazarı tavsiye ederler size (burada olduğu gibi, bir diğer örneğimiz de Elif Şafaktır). Yazarın tam da o kitabını beğenmediğiniz anda bu defa yazara karşı yanlış fikir oluşturabilirsiniz kafanızda. Bu yüzden benim de şimdi yapmak istediğim gibi, yazarın diğer tavsiye edilen kitaplarını da okuyup daha sonra yorum yapmak. Sizce de öyle değil mi? Sanırım doğru olanı da bu.
İki yeşil susamuru aslında sevgililerden çok anne ve babasının hayatındaki düzensizliklerin kişide oluşturduğu karakterden bahsediyor. Esas kızın annesinin yanlışlarını hatırlayıp aynı yanlışı kendisininde yapmak istememesi aklıma kazınmış olan şeylerden bir tanesi.
Bir kitabı okurken hikayenin, karakterlerin bana uyması gerekmez fakat kendimden birşeyler bulabiliyorsam hoşuma gider. Her kitapta - iyi veya kötü olsun - yeni ve farklı şeyler öğrenmenin tadı bir başka.
4 yorum:
"Her kitapta - iyi veya kötü olsun - yeni ve farklı şeyler öğrenmenin tadı bir başka" Çok haklısın. Her şiirin ya da her romanın mutlaka "güzel bir cümlesi" vardır. Ben elimde fosforlu kalem olmadan hiçbir kitabımı okumam. Cümle avına çıkarım. Kitaplar benim yol göstericim çünkü, bu işlevi cümleleriyle yapıyorlar.
Yeni kitabını iyi okumalar diliyorum. Henüz tanışmadığım bir yazar; sırada bekleyen onlarca kitabım varken Buket'e sıra gelir mi bilmiyorum :)
{e-vren} bir gün eminim buket uzuner icin de firsat bulursun:) ben elimdeki kitaplari bitene kadar kitap almayacagim. evet, cümle seçmece insana gerçekten yol gösterebiliyor!
"ben elimdeki kitaplari bitene kadar kitap almayacagim" Bak, bu cümleyi ben de defalarca kuruyorum ama sırada bekleyen kitaplarım olduğunu bile bile görüp beğendiğim ya da gazetelerin kitap eklerinde görüp "bunu mutlaka okumalıyım" diye işaretlediğim kitapları almaktan da kendimi alamıyorum. Şimdi Özdemir ASAF'ın bütün kitaplarını tek bir kitapta toplayan YapıKredi Yay.nın o muhteşem kitabını almak için sabırsızlanıyorum. Bizzat kitaba dokundum ama o esnada yanımda para yoktu :D
{e-vren} Özdemir Asaf'in böyle bir kitabinin cikmasini ögrenmem iyi oldu:)
Yorum Gönder