8 Kasım 2012

Sandy'nin New York gezimize çomak sokması


Gönül masalsı bir New York gezisinden bahsetmek isterdi ama hayatta her şey masalsı olacak kadar güzel değildir.

Masallardan çıkıp gerçeklerle de yüzleşmeli dimi?


Sandy kasırgasının tüm çabalarına rağmen bir haftalık New York gezimizin tadını çıkarmaya çalıştık ama:

Tamam istediğimiz gibi bir tatil olmadı elbette, tabiki de görecek çok şey vardı, Broadway şovları olsun, Central Park olsun, Halloween partisi olsun, Brooklyn Bridge'den tutun da Özgürlük anıtına kadar, hiç birini göremedik... New York City'yi, pek çok kişinin göremeyeceği şekilde yaşadık. Ne yazıkki. En sakin, en durgun, en sessiz, en yalnız haliyle...

Atlantik okyanusunun gelmiş geçmiş en büyük kasırgasına şahitlik ettik.
Televizyonda, tüm kanallar aynı şeyden bahsediyordu... Sandy'nin an be an yaklaşması.
Mesela New York City Metrosu 108 yıldır 2. defa kapanmış, New Yorklular için inanılmaz bir olay.
Borsa son 30 yıldır 2. defa 2 gün üst üste kapalı kalmış, 3. gün açılmış ama ancak jeneratörlerle.
Köprülerin kapanması, benzin istasyonlarında kilometrelerce benzin için kuyrukların oluşması.
Mahnhattan'da tutsak kalmamız.
Köprüler açıldığında ise özel araçla, yanına ancak iki kişi daha alırsan geçilebiliyordu.
Arkadaş, şu anda sokakların en pis hali bu diye bahsetti.

Biz ilk önce abartıldığını düşünürken, hasarın 50 Milyar doları geçeceğini, tüm etkilenen bölgelerde toplam 185 ölü ve 22 kayıp olacağını tahmin edememiştik tabi. 

Ama en azından önlem alınabilmesi mümkündü ve tüm önlemler alınmıştı da.

Daha sonra Manhattan'ın elektrik olmayan bölgelerini gördük. İnsanlar gündüzleri bile ne olur ne olmaz ellerinde el feneriyle dolaşıyorlardı.

Bazı sokakların bir tarafında elektrik var, diğer tarafında yoktu. Bu gündüzleri en net yollardaki lambalardan belli oluyordu. ve kapalı olan dükkanlardan.

İşçisi ve elektriği olan mağazalar ve restoranlar açıktı. Allah'ın sevgili kuluymuşuz ki, bizim bulunduğumuz bölgede kasırganın en şiddetli anında bile elektriğimiz gitmedi ve yakınımızda açık yerler vardı. Ve en önemlisi de ailelerimizle görüşme imkanımızın olmasıydı. Hep kızarlar uzak yerlere tatile gidiyorsunuz diye.
O en şiddetli anda ben oteldeyken eşim bir kaç kez meraktan dışarı çıktı, ne var ne yok diye, tek duyduğu yüksek binaların arasından gelen rüzgar sesi, sanki bir sürü helikopter uçuyormuş gibi dedi.

Amerikalılar sanki 11 Eylül gibi diye bahsediyorlardı...

Bazılarıysa özür diliyordu bizden, sanki onların suçuymuş gibi.

Ve ilk defa geldiğmizi bilenlerin ağzında aynı cümle:

New York'a tekrar gelmelisiniz!

New York aslında böyle değil, sandığınız gibi değil, daha güzel bir yer, der gibi =)


2 Kasım 2012

yeğenime yaptığım kapı süsü

Teee geçen sene minik kuzum doğduğunda, gecemi gündüzüme katarak alecele yaptığım kapı süsü. Hayvancıkları önceden hazırlamıştım ama küçük adamın ismi bir türlü netleşmediği için, o sona kalmıştı. Bu yüzden eteklerim tutuşarak, kardeşim hastaneden çıkmadan yetiştirmeye çalışmıştım. Hayatımın ilk ve son detaylı keçe çalışmasıydı. Sabır işiymiş.

Aradan 1.5 sene geçti, anca paylaşabiliyorum. Beni gidi tembel teyze beni! =)



Kalıpları internette gördüğüm bir sayfadan baka baka, kendim çizerek çıkardım, fena olmadı, ben çok sevdim.

İsmimiz sarı-kırmızı olmazsa olmazdı, hem aslanlı kaplanlı temaya da çok yakıştı...

En zoru kesim ve dikiş kısmıydı. Parçaları birleştirmesi çok zevkliydi.





Yine aynı küçük adam için yaptığım bez pasta ve şeker tepsisi vardı bir de.


Mutlu haftasonlarınız olsun!

Görüşmek üzere!





1 Kasım 2012

çizmelik yaptım en kokoşundan

Fikri ve yapılışı burada gördüm. Bu hatun ne yapsa beğeniyorum ama bunlar tam işime yarayacak şeylerdi. Onunkiler kadar olmasada ona yakın bişey çıktı ortaya. Kumaşların kokoşluğu yeter bea ;)

En zor kısmı malzemeleri toplamaktı. İlk iş ve en kolay iş şişeleri biriktirmek oldu, sonra silikon tabanca (anam bunlara silikon dayanmıyormuş ayol).

Bir çok yerde deli gibi kumaş aradım, aslında almak istediğim renkler bunlar değildi, daha sade, her çizmeye uyabilecek tonlarda kumaş istiyordum sayfada gördüklerim gibi ama bu kumaşları görünce aşık oldum resmen, başka kumaşlara bakamadım bile =)

Ayrıca o perde püsküllerinden hiç bir yerde bulamadım. Sadece bant ve elimde bulunan malzemelerle yetindim. Bu ülkede hiç birşey olmadığı gibi olanı da aşırı pahalı, beni çileden çıkarıyor. Çeşitlilik denen şey yok, kuduruyorum resmen.




Önce deneme olarak kendime yaptım bir çift, sonra sırasıyla kardeşlerime de birer çift yaptım, resmen seri üretime geçtim ve toplamda 54 pet şişe 6 çift çizmeliğe dönüşerek yeniden hayat buldu!!!


Ama Maegan'ın anlattığı kadar basit olmadı yapılışı. Beni zorladı biraz. Tecrübesiz ben onlarca kez elimi yaktım ve silikon tabancanın pet şişeyi eritebileceği aklıma gelmedi. Yapıştırıcıyı önce kumaşa geçirip, pet şişeye öyle yapışırmak daha mantıklı.

Çekim için mankenlerimi bir araya topladım =P

Paketleme işlemi, pek severim !



Sonra Noel Anne misali paketleri sahiplerine dağıttım 

;)

Tam mevsime uygun hediye oldu!!


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...