15 Eylül 2015

öyle umdugun gibi olmuyor iste...


Hayat yine yoruyor insanlari...

Ülkemdeki huzursuzluk mu dersin, ülkelerin bitmek tükenmez saçma savaslari yüzünden evinden barkindan kaçmak zorunda kalan mültecilerin drami mi dersin, kutsal topraklardaki ihmalkarlik yüzünden devrilen vinç mi dersin. Hele ki annecigimi oralara ugurlamisken, aklim ister istemez hep orada, yüregimse agzimda.

Neye üzülecegimizi sasirmisken hayat diger taraftan kaldigi yerden devam etmek zorunda. Elimizden hiç birsey gelmiyorsa bile en azindan daha güzel bir gelecek için duyarli, sefkat ve merhametle büyüyen, sevgi dolu çocuklar yetistirebiliriz sanirim. Her anne babanin tek amaci bu zaten, biliyorum. Ve elbette herseyi en basta kendi yavrularimizin mutlulugu için yapariz, ama onlarin mutlulugu icin çabalarken, baskalarini mutsuz etmemeyi, üzmemeyi ögretebiliriz degil mi...?

Su anda bebegimi oyun grubuna alistirip spora gitme çabalarim devam ediyor. Amaç spora gitmekten ziyade, daha çok Melda'yi kisa bir süreligine annesinden ayri kalip, baska çocuklarla vakit geçirebilmeyi ögretmek aslinda. Kizimla 22 aydir tam anlamiyla yapisigiz. Sebebini tam olarak bilmiyorum belki dogustan bir karakter meselesidir bu ama Melda'da sanki tarafimdan terkedilme korkusu var gibime geliyor. Sanirim ise gitmek zorunda oldugum için böyle. Bu durum beni tam anlamiyla mahvediyor. çaktirmadan kaçsam bir dert, annecim ben hemen geri dönücem desem daha büyük bir dert. Sürekli göz hapsindeyim, benim onun bulundugu mekandan ayrilmayacagimdan emin olana kadar rahat degil. Hatta beni elimden tutup eve gitmek istiyor, cünkü evde ikimiz olunca birakmayacagimi cok iyi biliyor.

Daha 22 aylik, tabiki cok cok kücük, ama bazi seyleri çok iyi anladigindan eminim. Ona her gece yatmadan önce ne kadar sevdigimi, asla terketmeyecegimi, gidince her zaman geri dönecegimi defalarca tembih ediyorum. Beni cok iyi anladigindan eminim. Ona hak veriyorum, ben bile su koskoca halimle onu bir dakika göremeyince özlerken, yavruma sonuna kadar hak veriyorum.

Zamanla alisacagiz.


18 Şubat 2015

15 ay 5 gün ve seyrettiklerim

Evet, tam tamina 15 ay ve 5 gün önce hayatimiz degisti ve bazi seyler bu durumda önceligini yitirdi ne yazikki. Bunlardan biri de sevgili, bi tanecik blogum oldu malesef.
Ama insan içinden gelmeyince de yazamiyor yahu. Yani blogumdan uzak kalmamin asil sebebini tamamiyle anneligin üstüne atamam. Yazacak, paylasacak onca sey varken insanin eli gitmiyor bi türlü cani istemeyince.
Su anda buraya annelikle, bebisimle ilgili fazla sey yazmak istemiyorum. Bu aralar sessizce köseme cekilip içimden tasanlari yazmak istiyorum, ya da daha dogrusu havami degistirmek istiyorum biraz.

Bebegim yeni dogdugunda ve ben yeni tasindigimiz kocaman evde minicik kuzumla tek basima kaldigim zamanlarda en yakin dostum haliyle televizyon ve diziler oldu :) Su anda haftada iki gün çalismamin disinda, evdeyken zamanimin bi kismini dizi seyrederek geciriyorum. Alistim ne yazik ki. Ama neden? emzirirken en kolay sey televizyon seyretmek oldu, koca evin ürkütücü sessizligine ses getirdi, kafa dagitmak daha kolay oldu benim icin... kitap okumak gelmedi hic icimden, cok denedim ama kitap okumak icin dinç olmak gerekiyor. Bense öyle yoruluyordum ki, ve minik kuzu büyüdükce daha da yoruluyorum, kitap okumak yerine kuzu uyuyunca hemen uzanip dinleniyordum. Televizyon açik kalsa bile dinlenmek mümkündü, sizip kalsam da farketmiyordu.

Gerçi hiç bir diziyi yayinlandigi vakitte seyredemiyorum tabi. Hep internetten. Hep canimin istedigi zaman. Cünkü dizi saatleri haliyle Melda'min uyku saatlerine denk geliyor, doyur, yika, giydir, yatir, en az 20 dk uyumasini bekle derken benim uyku saatim yaklasiyor.

Yeni yila girdik gireli vizyona bi ton komedi türk filmi girdi... Ama bi tanesi vardi ki asla kaçirmak istemiyordum. Ben ki Leyla ile Mecnun hayrani olarak Burak Aksak'in filmine mutlaka gitmek istiyordum amma velakin sinemayi takip eden kim? Sinemanin yolunu dahi unutmustum ve en son hangi filme gittigimi bile hatirlamiyordum yani. Sagolsun ablam laf arasinda yarin sinemaya gidiyoruz falan filan deyince, kücük cocuklar gibi ay beni de götürün abla, ben de gelmek istiyorum, Osi evde kalsin cocuk baksin, dedim ve fedakar kocacigimin sayesinde aylar sonra eglencelik bisey icin kendime iki saat ayirma sansi buldum.


Her neyse, spontane bi sekilde Bana Masal anlatma ya gittim ve artik bu yogun ve stresli geçen günlerden midir, ya da sinirlerimin bozuklugundan midir, ya da film gercekten komik oldgundan midir bilmiyorum öyle çok güldüm ki, gülmekten agladim, gözlerimden yaslar sel oldu akti resmen. Bana kalirsa gözlerden yas getirecek kadar komik degildi, sanirim benim sinirlerim bozuktu biraz, ya da acayip gülesim gelmis gercekten bilmiyorum. Emin de olamiyorum bak. Film hakkinda elestiri veya yorum yapamicam ama beni baya bi keyiflendirdigi kesin, firsat bulsam yine zevkle izlerim yani.

Onun disinda komedi veya aile dizilerini sevdigim icin daha önce "Aramizda kalsin"i seyrediyordum ki ne yazikki bitti. O benim icin "canim ailem" dizisinin devami gibi birseydi.

Yine kafa dagitmak icin, beni keyiflendiren dizilerden biri de "Ulan istanbul"dur. Simdi inernetten yayinlaniyor sadece, benim icin cok ta önemli degil tabi, yerine yine keyifli oldugunu düsündügüm "5 kardes" geldi. Onu da sevdim dogrusu. Devami gelir insallah. Derken benim dizi tarzima uymayan ama yine de heyecanli buldugum icin ve Engin Akyürek dahil olmak üzere bir kac oyuncu/karakteri de begendigim icin "Kara para ask" i seyrediyorum. (Tuba Büyüküstün'ün sesine ne olmus yaw?)

Haa, bi de sey var dogru... o da tarzima uygun degil ama iste hem mahalle baskisi diyelim. Eli yüzü düzgün genç oyuncularin bol oldugu "Seref meselesi" var. Merak ettim seyrettim, Sükran Ovali ve Sükrü Özyildiz en begendigim karakterler arasina girdi ama su an yavas yavas kopuyorum diziden. Bi cok bölümünü de bastan sona seyredemedim zaten. Hem zamanim olmuyor dogal olarak hem tekrar netten seyrederken Melda'nin ortalikta olmamasi gerekiyor ve ben o uyurken seyrettim dizi kontenjanini Kara Para Ask'la dolduruyorum.

Minik kusumun televizyon seyretmesine izin veriyorum (oturtup saatlerce seyrettiriyorum anlamina gelmiyor bu elbette. Kendisi de kurtludur zaten öyle oturup seyretmez) ama o varken televizyonda ne olduguna cok cok dikkat ediyorum. Siddet, silah barindiran görüntülerin olmasina kesinlikle müsade etmiyorum. O varken genelde TRT Cocuk veya Planet Cocuk ya da Yumurcak TV acik olur.

Cocuk kanali demisken :) en begendigim cocuk kanali dizisi ise "Rafadan Tayfa" O Istanbulun animasyon hali cok hosuma gidiyor =) ve sürekli seyrettiklerimiz ise Pepee, Pisi, Niloya, Can ve ara ara Leliko... Leliko'yu cok sevmiyorum ama arada kayniyor iste. Aslinda bunlari Melda degil ben seyrediyorum daha cok :) Melda'cim sadece sarkili türkülü kisimlari seviyor, dans etmeyi seviyor kuzum...

Bugünlük bu kadar, ay Zeyno ne televizyonkolik olmussun demeyin lütfen :)






12 Şubat 2015

hayat

Hayat o kadar hizli geçiyor, her sey o kadar hizli gelisiyor ki hayret ediyorum.
Kizim gibi mesela...
Rabbimiz bize öyle enerjik bi kiz verdi ki, zaman nasil geciyor hic anlamiyorum.

özledim buralari.

yazmayi, anilar birakmayi çok özledim.

4 Şubat 2014

Annemin kizima ördükleri


Annem örgüyü pek sever. Hele torunlari oldugundan beri hiç  elinden düsürmemeye başladı tığını şişini ipini. Evde olduğu için ona da terapi gibi geliyor bunlar, bi de içinde bıcır bıcır torunlarını görünce daha bir hevesle örüyor. Bu yukardaki takımı annecim hamile olduğumu öğrenince örmeye başlamış ve eşimin doğum günüde verdi bize. Daha o gün kızıma bunları giydireceğim günler çok uzaktı :) şimdi küçük bile gelmeye başladı.

Bu örgü ceketler bence çok pratik çünkü bebekler o kadar minik oluyor ki ilk doğdukları zaman, bu örgü ceketler yeterince esnek oldugu için giydirmek çok kolay oluyordu. Bir de takım olunca doğar doğmaz şıklığımızı bozmadık yani :) 


Bu yelekler de çok şirin. Kelebek gibi oluyor giydiği zaman :) Sakallı ipler çok güzel ama çeneye yakın bölgede olmaması daha iyi olur, hep ağzına gidiyor o zaman ipler. Bu yüzden aşağıdakini pek giydiremedim ama süsü çok güzel :)




Patikler sakallı iple süslenince müthiş oluyor. Ben bebeklerde patiği bu kadar çok seveceğimi tahmın etmezdim. Hem çoraplardan daha iyi ısıtıyor o hep soğuk olan minik ayakları, hem çoraplar kadar sıkmıyor bileğini. Tulum giydikleri zaman da pratik oluyor. Tulumun çıt çıtlı deliklerinden fırlamasını önlüyor ayakların :)

Şimdi yazmaya başlayınca paylaşacak ne çok şey var aslında diye düşündüm. İnşallah minik hanım fırsat uyudukça yazabilirim. 





3 Şubat 2014

yeniden yazmali


Yazacak çok sey var ama nereden baslayacagimi bilemiyorum. Melda'mla günlerimiz çok güzel ama çok çabuk geçiyor. Bir an olsun gözümün önünden ayirmak istemiyorum onu. Uyutuncaya kadar akla karayi seçerken, uyuduktan sonra da sevmek için uyandirasim geliyor. Eminim her anne baba böyle hissediyordur ilk zamanlarda. Tuhaf durumlar oluyor böyle. Tek bir bagirmasina kosarak yanina gitmeler, kucaklamak için bahaneler aramalar. Her gün sükrediyorum Allah'ima böyle bir güzelligi bize de nasip ettigi için. Hala daha sasiyorum bu mucizeye ve kokusunu keske hapsedebilsem de ömür boyu koklayip koklayip hayat bulsam diyorum.

Bol bol tadini çikariyorum anne olmanin. Her kafadan bir ses çikiyor, kucaga alistirma, öyle yatirma, böyle giydirme, diye ama hiç birine kulak asmiyorum ben. Hislerime göre hareket ediyorum ve onun en iyi nasil hissettigini ben de biliyorum artik. Bol bol da kucakliyorum, gün gelecek zaten kucakta durmayacak, dursa bile bir gün sigmayacak, gün gelecek pesinden kosturacagiz. Su an bol bol kucaklayip kokluyoruz bu yüzden. Alisirsa da alissin diyoruz :) Fotografta 3 haftalikken, yakinda 3 aylik olacak melegim. çok hizli geçiyor zaman, çok...

Sanirim artik sirasiyla, annecigimin kizim için ördügü yelekler, patiklere yer verecegim. Sürekli kiyafetlerimize göre siparisler veriyoruz. 

Yakinda tekrar görüsmek üzere!! :) Simdlik benden bu kadar.

Not: Burada bir fotograf vardi ama dün gece benim yavru durmadan aglayinca, nazar ihtimaline karsi kaldirdim. Aslinda kötü düsünmek istemiyorum ama bebis sebepsiz yere aglayinca da panik oluyorum.



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...