19 Haziran 2014

Melda'min ilk istanbul gezisi

Hem kuzenimizin nisani için, hem de bana is hayatina geri dönüs yapmadan önce degisiklik olsun diye, Nisan'in sonlarina dogru kisa bir istanbul gezisi yaptik. Melda hanimla ilk uçak yolculugumuzu atlattik. Emzirdigim için çok rahat bir yolculuk/tatil oldu. Mama hazirlama derdi olmadan buldugum tüm kuytu köselerde emzirme imkani buldum.

Melda burada 5 aylik ve 1 haftalik.

Kanguruda gezmelere bayiliyordu. Bebek arabasini henüz oturur hale getirmedigimiz için disarida olup biteni kanguruyla görmesini sagliyorduk. 

Hava sansimiza çok güzeldi. Bol bol sahil kenari, parklarda bahçelerde gezdik. Melda genel olarak çok iyiydi, neseliydi ve girdigi her mekanda dikkatleri üzerine çekiyordu dogal olarak. 2 defa en olmadik yerde ani açlik krizine girdi. Biri vapurda, tam kiyiya yanasirken, digeriyse dönüste uçaga giden otobüste basti yaygarayi.

Onun disinda kizim en güzel ortamlarda, en güzel manzaralarda emdi hep :) Bogaz manzarali aksam sütünü içmisligi bile var :) 

Simdi baktim da, hep ciddi bakislar attigi fotograflari seçmisim... tüm ciddiyetiyle istanbulu izliyor, her gördügünü kaydediyor kizim :)


Gider gitmez solugu kuaförde aldim :)




Ve tatilimiz muhtesem bir selfieyle final yapti.
Bense büyük bir Orhan Gencebay hayrani olarak kizimin ilk istanbul gezisinde bana ugurlu geldigini düsündüm. Benim için çok sey ifade eden bir fotograf. Canim sevgilim cesaret vermeseydi bana, hayatta gidip de fotograf çekinemezdim Orhan babayla.


Hic bir yerde bi saatten fazla uyumayan kizim nedense Orhan babayi gördügümüz gün saatlerce uyudu. ilk defa o gün uyanmasini istedim ama gördügünüz sekilde çuval gibi saldi kendini :)




16 Haziran 2014

uyusun da büyüsün

 
 
 


7 ayımız bitti ve uyku düzenimiz hala yok... 1 yaşına kadar düzeni olmayabilirmiş.
 
7 ay boyunca büyüdükçe düzelir dediler. Bilemiyorum düzeldi mi düzelmedi mi.
 
Bizim kızla şu sıralar uyku düzeninimizi oturtmaya çalışıyoruz. Acayip zor iş. Hele ki hiç bi yardım almadan, kucakta sallamadan, pışpışlamadan, emziksiz, memesiz uyutmayı öğretmek imkansız gibi görünüyor. Belki de geç kaldım. Kucaklama, emzir yatır, alıştırma, dediler hep. Biliyordum ama kulak asmadım. İçimden nasıl geldiyse öyle davrandım. Her bebek farklı sonuçta. Ve her Zaman bebek de kalmayacaklar. Her Zaman o ilk günler, haftalardaki gibi kucağa da sığmayacaklar. O süt kokuları git gide azalacak. Ben ilk günler ağrılarımdan dolayı hep yatarak emzirdim. Her ağladığında emzirdim, alışsın emsin diye. Her yerde anne sütü anne sütü bas bas bağırıyorlar, yeter ki anne sütüne doysun diye koynumdan ayırmadım 7 ay. Kıyamadım ayrı yatırmaya. Geceleri bir odadan diğerine gitmeye de üsendim acıkcası, yanımdaki beşikte ikimiz de rahat ederiz diye ayırmak istemedim.
 
Şimdiyse zorluklarını çekmeye başladım. Sürekli yakamda, bana yapışık, hani o çok sevdiğim birbirlerine sarmaş dolaş koalalar yok mu, öyle bana yapışık bir kızım var şimdi. Aklına estikçe emmek isteyen, anne memesiyle avunan, emzikleri yavaştan yavaştan reddetmeye başlayan bir kızım var.
 
Peki pişman mıyım hep yanımda yatırdığıma ondan da emin değilim. Geceleri 11den önce uyumuyor. Az uyku yetiyor ona. Bazen uyutmak 1 saat kadar sürebiliyor, sabırlı davranmaya çalışıyorum. Uyku zamanını bir ritüel haline getirmeye çalışıyorum. Uykudan önce oyun, sonra banyo, sonra biraz koklaşma, emzirme, sonra uyku tulumu giyme, yatağa girme, yatakta gece lambasını görme, ninniler söyleme, pış pışlar, fış fış kayıkçılar derken geçiyor zaman ve bi süre sonra bazen bağırıp çağırarak bazen ağlayarak bazen de onu kucağıma almadan uyuması gerektiğini kabullenmiş vaziyette uykuya dalıyor. Bir saate yakın ağlattığımı hatırlıyorum, hep yapamam derdim, ağlatamam, ama belli bir zaman sonra o kadar uykusuz kalmıştım ki artık başka çarem olmadığını gördüm ama asla odada yalnız bırakıp kendi halinde ağlatmadım. Hep baş ucunda onun yanında olduğumu belirttim, okşadım, öptüm, ninni söyledim, oyuncaklarıyla sakinlestirmeye çalıştım ama kucağıma almadım. 3 gün dayansa dördüncü gün yine mizmizlik yapiyor, haftalardir alisamadi kendi yataginda kendi kendine sakinleserek uyumaya. Sabir sabir sabir...
 
Emzirmenin en zor yanı, ne zaman doyup doymadığını ne kadar emdiğini pek kestirememeniz. Bu da işi zorlaştırabiliyor bazen. Biraz daha mı emzirsem, ya emzirirken uyur kalırsa diye endişe ediyorum bazen. Çünkü emerken uyuyup kaldığı vakit bütün gece yarım saatte bir uyanıyor ve emmek istiyor. Yatağında uykuya daldığında ise gene 3 saat kadar uyuyor o bile yetiyor bana. Sonra gece yine emmek için hooop benim yatağımda ama o saatten sonra benim için pek farketmiyor 3 saat deliksiz uyku fit tutuyor beni.
 
Bebekler nasıl uykuya dalarsa uyandıklarında kendilerini o sekilde bulmazsa, tekrar kendi kendilerine uykuya dalmaları zorlaşıyormuş. Her bebek farklıdır mutlaka ama benim kız gerçekten de öyle. Nasıl uykuya daldıysa o şekilde sakinleşebiliyor ancak.
 
Bazı şeyleri sırf emzirmek uğruna, anne sütü verebilmek uğruna yanlış yaptığımın farkındayım. Belki yanlış ama dönüp dolasip kendimi her zaman, böyle minik kalmayacak, her zaman bebek olmayacak, kucağa sığmayacak, böyle kokmayacak diye teselli ediyorum.
 
çünkü zaman şimdiden çok çabuk geçiyor.
 



12 Haziran 2014

günesli sicak isviçre

 
Havalar sonunda isindi, Melda kuşla gezmelerimiz aktivitelerimiz arttı.
 
özetleri sevmem ama kısa kısa anlatmak gerekirse.
 
Melda kuşumla Bebek yüzme kursuna gidiyoruz 3 haftadır. Her Cumartesi yarım saatlik bir kurs. Yorulsun, belki geceleri daha uzun, daha rahat uyur diye düşünmüştüm ama yanıldım galiba. Çünkü suya girmek Melda'ya tam aksine enerji veriyor.
 
Meleğim yarın 7 aylık oluyor ve ulaşmak istediği şeylere yuvarlanarak veya tırtıl gibi sürünerek ulaşıyor :) her hareketi çok komik geliyor bize. Bir çok bebek aynı ama kendi bebeği yapınca insana daha komik, daha eğlenceli geliyor nedense.
 
Geceleri 11'den önce uyumuyor. Ne kadar yorgun olursa olsun.
 
Bu aralar, odalarımızı, yataklarımızı ayırma krizleri yaşıyoruz. Belki daha erken başlamalıydım buna ama her bebek farklı, her anne babanın fikri de ayrı. Ben kucakta ve emerek değil, kendi kendine yatakta uyumasını öğretmeye çalışıyorum, böylece daha uzun, daha deliksiz uyuyor. Uzun demek bizde 3 ile 4 saat arası demek ! :)
 
Sütü hala biberondan içmiyor ama su ve çayı lıkır lıkır götürüyor.
Anne sütüne mama karıştırıp kaşık maması şeklinde veriyoruz ben çalışırken. Yani haftada 2 gün.
 
Fotografta ponylere bakıyor ama hayvanlarla çok ta ilgilendiğini söyleyemem, daha pek anlamıyor. Bu aralar favorisi daha çok çocuklar, kuzenleri, onları seyretmeye bayılıyor.
 
şimdilik bu kadar!
 
Hayırlı kandilleriniz olsun, dualarınız kabul olsun inşallah!

28 Mayıs 2014

Hayat dolu dolu geçiyor

 
Melda'miz 6 buçuk aylik oldu, ben is hayatina geri döndüm... kizimin enteresan huylari meydana çikmaya basladi falan filan.
 
Hayat dolu dolu, müthis yorucu ama çok güzel geçiyor.
 
Aklim hep buralarda, yazmak istiyorum ama Melda'miz o kadar az uyuyor ki, kendime zaman ayirmak imkansiz oluyor, onun uyudugu 45 dakikaciga dünyanin isini sigdirma çabasina giriyorum ama bazen de pilim o kadar tükenmis oluyor ki, ben de uzaniveriyorum iki dakka. Uykucu annenin uykudan nefret eden bir kizi var, kaderin cilvesi iste...
 
buralardayim, hayattayim, yorgun, uykusuz ama mutluyum ne diyeyim :)
 
 
 
 

4 Şubat 2014

Annemin kizima ördükleri


Annem örgüyü pek sever. Hele torunlari oldugundan beri hiç  elinden düsürmemeye başladı tığını şişini ipini. Evde olduğu için ona da terapi gibi geliyor bunlar, bi de içinde bıcır bıcır torunlarını görünce daha bir hevesle örüyor. Bu yukardaki takımı annecim hamile olduğumu öğrenince örmeye başlamış ve eşimin doğum günüde verdi bize. Daha o gün kızıma bunları giydireceğim günler çok uzaktı :) şimdi küçük bile gelmeye başladı.

Bu örgü ceketler bence çok pratik çünkü bebekler o kadar minik oluyor ki ilk doğdukları zaman, bu örgü ceketler yeterince esnek oldugu için giydirmek çok kolay oluyordu. Bir de takım olunca doğar doğmaz şıklığımızı bozmadık yani :) 


Bu yelekler de çok şirin. Kelebek gibi oluyor giydiği zaman :) Sakallı ipler çok güzel ama çeneye yakın bölgede olmaması daha iyi olur, hep ağzına gidiyor o zaman ipler. Bu yüzden aşağıdakini pek giydiremedim ama süsü çok güzel :)




Patikler sakallı iple süslenince müthiş oluyor. Ben bebeklerde patiği bu kadar çok seveceğimi tahmın etmezdim. Hem çoraplardan daha iyi ısıtıyor o hep soğuk olan minik ayakları, hem çoraplar kadar sıkmıyor bileğini. Tulum giydikleri zaman da pratik oluyor. Tulumun çıt çıtlı deliklerinden fırlamasını önlüyor ayakların :)

Şimdi yazmaya başlayınca paylaşacak ne çok şey var aslında diye düşündüm. İnşallah minik hanım fırsat uyudukça yazabilirim. 





3 Şubat 2014

yeniden yazmali


Yazacak çok sey var ama nereden baslayacagimi bilemiyorum. Melda'mla günlerimiz çok güzel ama çok çabuk geçiyor. Bir an olsun gözümün önünden ayirmak istemiyorum onu. Uyutuncaya kadar akla karayi seçerken, uyuduktan sonra da sevmek için uyandirasim geliyor. Eminim her anne baba böyle hissediyordur ilk zamanlarda. Tuhaf durumlar oluyor böyle. Tek bir bagirmasina kosarak yanina gitmeler, kucaklamak için bahaneler aramalar. Her gün sükrediyorum Allah'ima böyle bir güzelligi bize de nasip ettigi için. Hala daha sasiyorum bu mucizeye ve kokusunu keske hapsedebilsem de ömür boyu koklayip koklayip hayat bulsam diyorum.

Bol bol tadini çikariyorum anne olmanin. Her kafadan bir ses çikiyor, kucaga alistirma, öyle yatirma, böyle giydirme, diye ama hiç birine kulak asmiyorum ben. Hislerime göre hareket ediyorum ve onun en iyi nasil hissettigini ben de biliyorum artik. Bol bol da kucakliyorum, gün gelecek zaten kucakta durmayacak, dursa bile bir gün sigmayacak, gün gelecek pesinden kosturacagiz. Su an bol bol kucaklayip kokluyoruz bu yüzden. Alisirsa da alissin diyoruz :) Fotografta 3 haftalikken, yakinda 3 aylik olacak melegim. çok hizli geçiyor zaman, çok...

Sanirim artik sirasiyla, annecigimin kizim için ördügü yelekler, patiklere yer verecegim. Sürekli kiyafetlerimize göre siparisler veriyoruz. 

Yakinda tekrar görüsmek üzere!! :) Simdlik benden bu kadar.

Not: Burada bir fotograf vardi ama dün gece benim yavru durmadan aglayinca, nazar ihtimaline karsi kaldirdim. Aslinda kötü düsünmek istemiyorum ama bebis sebepsiz yere aglayinca da panik oluyorum.



6 Ocak 2014

Yeni yil, yeni hayat... hayatim Melda'm


En son girdigim yazi dogum günümdeymis, ve ben dogum günümden tam tamina 2 hafta sonra Melda'ma kavustum.

O kadar seviyordum ki göbekli halimi, bedenimden ayrilisi zor geldi ilk baslarda, ama kucagimdayken aldigim koku ise hiç birseye benzemiyor. Rabbim'e ne kadar sükretsek azdir, böyle bir güzelligi bize gönderdigi için.

Melegimiz tahmin edilen tarihten 9 gün önce gelerek bize sürpriz yapti. Simdiyse neredeyse 8 haftalik ve gülücükler saçiyor. Sanki çoktan tanisiyormus gibi ve uzun zamandir görüsmemis gibiyiz kendisiyle. Öyle çabuk alistik birbirimize. 

Allah her isteyene bu güzel duyguyu tattirsin. Simdilik bizden bu kadar...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...