Ne zamandır diyordum, yüzmeye gidelim, en azından Pazar günleri gidelim, diye. Pazar gününe bırakmadık ve dün akşam iş dönüşü yüzmeye gittik. Aslında hevesli olan bendim ama sonradan cayasım geldi. Dedim belki su soğuktur, hasta falan olurum şimdi, ve en son kaç yıl önce yüzdüm acaba diye düşündüm.
Eskiden yaz aylarında sınıfla beden eğitimi derslerinde giderdik. Havalar güzel olunca neredeyse her hafta giderdik. Yüzmek çok yorucu olduğundan ve ben alışık olmadığımdan pek yüzmek istemezdim. Neredeyse iki haftaya bir 'adet' görürdük yüzmek istemediğimizden dolayı, öğretmen de çakmazdı zaten:-)) yuh yani dimi. Yüzmek yerine koşmayı veya voleybol oynamayı tercih ederdik. Voleybol en büyük zevklerimden biridir. Eskisi kadar beceremiyorum şimdi ama yinede saatlerce durmadan oynayabilirim.
Spor'la genel olarak çocukluğumdan beri aram yoktur, aslında istiyorum biraz spor yapayım, hantal olmayayım ama yok, olmuyor sevmiyorum, sevemiyorum bir türlü. Belki de kendimi direkt Olympiat şampiyonalarına hazırlamaya kalkıştığımdandır. Muhtemelen bu yüzdendir, evet. Sürekli zorluyorum kendimi.
Geçen sene bir yıllık abo yaptırmıştım aerobic salonunda, tam bir yıllık(!), kaç ay gitmişimdir, topu topu 4 ay. Ama bunun sebebi kesinlikle tembellik değil. Zaman darlığından. Sırtıma başka sorumluluklar binince o arka planda kaldı. Belli saatlere, programlara bağlısın ve tam o sırada başka önemli işlerin çıkıyor. Çok sinir bozucu. Keşke 6 aylık falan yaptırsaymışım. Hiç birşeyin devamını getiremiyorum en çok buna üzülüyorum. Abo'nun bitmesine bir ay ya kaldı ya kalmadı, bilmiyorum...
Neyse konumuz yüzmekti. Hayatımda ilk kez yüzmek için gittim havuza, çok iyi bir performans sergilediğimi düşünüyorum. Toplam 12 tur yüzdüm, mesafe olarak kaç metre oldu bilemiyorum. Olsun. Pazar günü bunu 20'ye çıkarırsak iyi olur.
Ben sudan çok korkarım aslında. Havuzları da pek sevmem ama kışın başka çare yok. Klor kokusu insanın tenine siniyor, bir süre çıkmıyor. Gölde hiç yüzmedim, yüzmemde. Çok tırsağımdır. Suyun içinde su haricinde başka bir şey gördüğüm anda aklım başımdan uçuveriyor. Yosunlar falan oluyor, balıklar. Çocukken nasıl giriyormuşum hayret. Hayal dünyam şimdiki geniş değilmiymiş ne? Şu yaşımda bile van gölü canavarları misali ilginç yaratıklar çıkabileceğini düşünüyorum.
Deniz'e gelince. Aslında en güzeli, en sağlıklısı denizde yüzmek. Ama dediğim gibi tırsağım biraz. Beynimde böyle filmlerdeki gibi köpek balıkları, Tarkan filmindeki gibi dev mürekkep balıkları falan canlandırdığımdan kesinlikle ayağımın yere basmadığı suya giremem. Bir de suyun dibini görmem şart. Temiz olacak. Bir iki ufak balık gördüğüm an aklım yine yerinden fırlar gider ve ben su kenarında çocuklar gibi çakıl taşlarıyla oynamaya başlarım. Bir de en korktuğum şey yüzerken kramp girmesi. Hiç başıma gelmedi ama hep aklımda olur.
Konu biraz sağdan sola soldan sağa kaydı ama farketmez. Bakalım bu yüzme maceram ne zamana kadar sürecek? İş sonrası çok iyi geldiğini de belirtmeliyim!!!
Eskiden yaz aylarında sınıfla beden eğitimi derslerinde giderdik. Havalar güzel olunca neredeyse her hafta giderdik. Yüzmek çok yorucu olduğundan ve ben alışık olmadığımdan pek yüzmek istemezdim. Neredeyse iki haftaya bir 'adet' görürdük yüzmek istemediğimizden dolayı, öğretmen de çakmazdı zaten:-)) yuh yani dimi. Yüzmek yerine koşmayı veya voleybol oynamayı tercih ederdik. Voleybol en büyük zevklerimden biridir. Eskisi kadar beceremiyorum şimdi ama yinede saatlerce durmadan oynayabilirim.
Spor'la genel olarak çocukluğumdan beri aram yoktur, aslında istiyorum biraz spor yapayım, hantal olmayayım ama yok, olmuyor sevmiyorum, sevemiyorum bir türlü. Belki de kendimi direkt Olympiat şampiyonalarına hazırlamaya kalkıştığımdandır. Muhtemelen bu yüzdendir, evet. Sürekli zorluyorum kendimi.
Geçen sene bir yıllık abo yaptırmıştım aerobic salonunda, tam bir yıllık(!), kaç ay gitmişimdir, topu topu 4 ay. Ama bunun sebebi kesinlikle tembellik değil. Zaman darlığından. Sırtıma başka sorumluluklar binince o arka planda kaldı. Belli saatlere, programlara bağlısın ve tam o sırada başka önemli işlerin çıkıyor. Çok sinir bozucu. Keşke 6 aylık falan yaptırsaymışım. Hiç birşeyin devamını getiremiyorum en çok buna üzülüyorum. Abo'nun bitmesine bir ay ya kaldı ya kalmadı, bilmiyorum...
Neyse konumuz yüzmekti. Hayatımda ilk kez yüzmek için gittim havuza, çok iyi bir performans sergilediğimi düşünüyorum. Toplam 12 tur yüzdüm, mesafe olarak kaç metre oldu bilemiyorum. Olsun. Pazar günü bunu 20'ye çıkarırsak iyi olur.
Ben sudan çok korkarım aslında. Havuzları da pek sevmem ama kışın başka çare yok. Klor kokusu insanın tenine siniyor, bir süre çıkmıyor. Gölde hiç yüzmedim, yüzmemde. Çok tırsağımdır. Suyun içinde su haricinde başka bir şey gördüğüm anda aklım başımdan uçuveriyor. Yosunlar falan oluyor, balıklar. Çocukken nasıl giriyormuşum hayret. Hayal dünyam şimdiki geniş değilmiymiş ne? Şu yaşımda bile van gölü canavarları misali ilginç yaratıklar çıkabileceğini düşünüyorum.
Deniz'e gelince. Aslında en güzeli, en sağlıklısı denizde yüzmek. Ama dediğim gibi tırsağım biraz. Beynimde böyle filmlerdeki gibi köpek balıkları, Tarkan filmindeki gibi dev mürekkep balıkları falan canlandırdığımdan kesinlikle ayağımın yere basmadığı suya giremem. Bir de suyun dibini görmem şart. Temiz olacak. Bir iki ufak balık gördüğüm an aklım yine yerinden fırlar gider ve ben su kenarında çocuklar gibi çakıl taşlarıyla oynamaya başlarım. Bir de en korktuğum şey yüzerken kramp girmesi. Hiç başıma gelmedi ama hep aklımda olur.
Konu biraz sağdan sola soldan sağa kaydı ama farketmez. Bakalım bu yüzme maceram ne zamana kadar sürecek? İş sonrası çok iyi geldiğini de belirtmeliyim!!!