Hayat yine yoruyor insanlari...
Ülkemdeki huzursuzluk mu dersin, ülkelerin bitmek tükenmez saçma savaslari yüzünden evinden barkindan kaçmak zorunda kalan mültecilerin drami mi dersin, kutsal topraklardaki ihmalkarlik yüzünden devrilen vinç mi dersin. Hele ki annecigimi oralara ugurlamisken, aklim ister istemez hep orada, yüregimse agzimda.
Neye üzülecegimizi sasirmisken hayat diger taraftan kaldigi yerden devam etmek zorunda. Elimizden hiç birsey gelmiyorsa bile en azindan daha güzel bir gelecek için duyarli, sefkat ve merhametle büyüyen, sevgi dolu çocuklar yetistirebiliriz sanirim. Her anne babanin tek amaci bu zaten, biliyorum. Ve elbette herseyi en basta kendi yavrularimizin mutlulugu için yapariz, ama onlarin mutlulugu icin çabalarken, baskalarini mutsuz etmemeyi, üzmemeyi ögretebiliriz degil mi...?
Su anda bebegimi oyun grubuna alistirip spora gitme çabalarim devam ediyor. Amaç spora gitmekten ziyade, daha çok Melda'yi kisa bir süreligine annesinden ayri kalip, baska çocuklarla vakit geçirebilmeyi ögretmek aslinda. Kizimla 22 aydir tam anlamiyla yapisigiz. Sebebini tam olarak bilmiyorum belki dogustan bir karakter meselesidir bu ama Melda'da sanki tarafimdan terkedilme korkusu var gibime geliyor. Sanirim ise gitmek zorunda oldugum için böyle. Bu durum beni tam anlamiyla mahvediyor. çaktirmadan kaçsam bir dert, annecim ben hemen geri dönücem desem daha büyük bir dert. Sürekli göz hapsindeyim, benim onun bulundugu mekandan ayrilmayacagimdan emin olana kadar rahat degil. Hatta beni elimden tutup eve gitmek istiyor, cünkü evde ikimiz olunca birakmayacagimi cok iyi biliyor.
Daha 22 aylik, tabiki cok cok kücük, ama bazi seyleri çok iyi anladigindan eminim. Ona her gece yatmadan önce ne kadar sevdigimi, asla terketmeyecegimi, gidince her zaman geri dönecegimi defalarca tembih ediyorum. Beni cok iyi anladigindan eminim. Ona hak veriyorum, ben bile su koskoca halimle onu bir dakika göremeyince özlerken, yavruma sonuna kadar hak veriyorum.
Zamanla alisacagiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder