16 Ekim 2015

duygularim...

Nedendir bilmem. Sebebini hiç düşünmedim. Ne zaman yapraklar dökülmeye başlasa, etrafımı turuncu kızıl renkler sarsa iç dünyama döner, şöyle bir yoklarım ne var ne yok diye...
Belki de sonbaharın gelmesiyle birlikte, Ekim'de yeni yaş alıyor olmamdır bunun sebebi.

Bi duygu yoğunlugu... duygu seli... nereye koyup yerleştireceğimi bilemediğim kelimeler uçuşur içimde.

Duygularıma gelince... bir evladım olduktan sonra bugüne kadar bildiğim ne varsa anlamını yitirdi sanki ve ben yeniden, sıfırdan, iki çift masum gözün dünyasından bakmaya başladım etrafa. Bakmaya çalışıyorum demek daha yerinde olur. Belki beceriyorum belki de beceremiyorum ama sürekli anlamaya calışıyorum ve tam da bu yüzden sık sık çocukluğuma yolculuk yapar oldum.

Mutlu bir çocuktum ve beni nelerin daha da mutlu ettiğini hatırlamaya çalışıyorum.
Nelerden korktuğumu, nelerden kaçtığımı, neyi sevip neyi sevmediğimi, eksiklerimi, artılarımı... ve daha bir sürü şey.

Tüm bunlar elbette kendi çocukluğumdaki eksikleri çocuğumla tamamlamak için değil, asla böyle bir niyetim yok. Tüm bunlar sadece Allah'ın bana lütfettiği bu annelik yolunda ışık tutsun diye. Nerede durduğumu bileyim diye. Işık tutsun ki evladım hangi yolu seçeceğine, nereden gitmek istediğine kolaylıkla karar verebilsin diye.

Ne kadar az biliyorum diye hayıflanıyorum ve sanki ne kadar çok şey bilirsem o kadar çok sey öğretebilirmişim gibi geliyor... sonra kendime bir tokat atıp Zeynep kendine gel diyesim gelir. Şu günlerde, ve yaşım ilerledikçe biriktirdiklerimle beraber nerede durduğumu daha iyi anlıyorum ve anlayacağım.

Ve tüm bu yazdıklarım aslında günlerdir kafamı kurcalayan, içimi kemiren, çok önemsediğim şu iki soru ve bu iki sorudan doğan cümle itti beni:

Kim benimle nerede duruyor?
Ben kiminle nerede duruyorum?

"Korkuyorum bana değer verenleri göremeyip ve onların kıymetini bilememekten!"


Çok bilmişlik taslayıp, kalp kırmaktan. Boş konuşmalarla gönülleri dolduramaktan. Kalp kıracağım diye korka korka yaşayıp kırılmaktan.

Anlayışlı olurken kırıcı olmamayı, ama kırılmaya da fırsat vermemeyi nasıl öğrenirim, nasıl öğretirim bilmiyorum. Bilmediğim onca şey arasında.

Kelime kelimeyi, laf lafı açacak. En iyisimi burada noktayı koymalı. Mutlu bir haftasonu olsun.






Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...