12 Eylül 2008

Istanbul 4. Gün 30.07.2008

Gelelim 4. günümüze. Bloga böyle yavas yavas sirayla fotograf yüklemesi de keyifli, tatil günlerini tekrar yasiyor gibi oluyorum, anilarim tazeleniyor seviniyorum.


Bu gün dedik gelmisken bogaz turu yapalim en iyisi, hazir havalar da düzelmisken ne de güzel manzara olur. Eminönü'ne bi gidelim bogaz iskelesi de oradadir heralde dedik. Vardik Eminönü'ne, bakindik, çok fazla vakit kaybetmemek için iki dk. birine soralim dedik. O sirada en yakinimizda güvenilir kimler varsa ona soracaktik. Yanibasimizda vapurun birine bir sürü kisi biniyor (gerci istanbul'da bütün vapurlara bir sürü kisi biniyor:o) Orada bir görevliye "pardon, biz bogaz turu yapacaktik.... " sözümüzü biteremeden görevli "tamam gelin, buyrun bizde bogaz turu yapiyoruz, bu özel tur" dedi. Biz de "e fakat... ama bilet? - Biletimiz yok - ama ama ama" derken bey efendi bize bu turun Fatih belediyesi tarafindan Fatihililer için düzenlenen özel tur, dedi. Adam bizi davet etmis biz hala "ama biz Fatihli degilizkiii??" diyoruz. Geçin siz geçin, dedi ve kendimizi vapurda bulduk. Söyle etrafimiza baktik tek turist bizdik heralde.

Yaklasik 2 saat 40 dk süren bogaz turu süresinde bizlere ayrica ikramda bulundular. Buradan Fatih belediyesine bu misafir perverliginden dolayi Tesekkürlerimi iletmek istiyorum!!








Bogaz turundan sonra Süleymaniye camii'yi ziyaret gittik, ne yazikki restorasyon asamasinda oldugu için içini tam göremedik. Sonrasinda hemen yakinindaki Mimar Sinan Türbesini de ziyarette bulunduk.





Süleymaniye Camii'nin orada gözüme bir tabela takildi, hani illaki oraya gitmek istedigimizden degil de, nereye gidecegimizi bilmedigimizden öylesine takip ettik. Hem dolasmis olduk. Yürüdük yürüdük yürüdük... Tabelada yazan yazi ise "Cafe Haliç"ti. Kapinin önüne geldigimizde söööyle hafif egilerek kapinin ucundan bakarkene ben manzarayi gördüm, beni de Cafe'nin sahibi gördü ve hemen buyur etti... "Askiiim manzara çok güzel hadi girelim" dedim ve girdik. Disaridan nasil bir yer oldugu hiç belli olmuyor fakat içerisi bambaska bir dünya. Burada Cafe Haliç, yani Seyr-i Istanbul ilgili bir yazi var merak edenlere. Zira ben o kadar güzel anlatamam.






Cafe Haliç'te kahvemizi içtik, dere tepe düz gittik ve çadir'a giderek birilerini mutlu ettik ;o)


Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...